SINAİ MÜLKİYET KANUNUNDA MARKA SUÇLARI VE CEZALARI

10 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Sınai Mülkiyet Kanunu’nda , marka hakkına tecavüz fillerinin suç teşkil ettiği ve bu suçları işleyenlerin hapis ve para cezalarıyla cezalandırılacağı açık bir şekilde yer almıştır. Markalar haricindeki ; patent-faydalı model ve tasarımlarla ilgili ise cezai hükümler getirilmemiştir. Yani bu kanuna göre patent-faydalı model ve tasarım taklit fiillerini işleyenler hakkında suç duyurusunda bulunulamaz, ceza davası açılamaz , hapis ve para cezası verilemez. Ancak patent-faydalı model ve tasarım taklit fiilleri aynı zamanda HAKSIZ REKABET SAYILACAĞINDAN , bu filleri işleyenlerin Türk Ticaret Kanunu Haksız Rekabet hükümleri  kapsamında cezai müeyyidelerle karşı karşıya kalacağının bilinmesi gerekmektedir. Bu konuyu başka bir yazımızda ayrıntılı olarak açıklayacağız.

 

Marka hakkına ilişkin suçlar ve bu suçları işleyenlere verilecek cezalar Sınai Mülkiyet Kanunun 30.maddesinde şu şekilde açıklanmıştır;

 

“Marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler

Madde 30- (1) Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(2) Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(3) Yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(4) Bu maddede yer alan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(5) Bu maddede yer alan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır.

(6) Bu maddede yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.

(7) Başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı, satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara el konulmasını sağlaması hâlinde hakkında cezaya hükmolunmaz.”

 

  • Yukarıda verilen 30.maddenin 1.fıkrasında başkasına ait bir markanın aynısını veya benzerini TAKLİT EDENLERE 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası verileceği ifade edilmiştir. Yirmi bin güne adli para cezası; en az 400.000 TL. ile en fazla 2.000.000 TL. arasında olacaktır.
  • Maddenin 2.fıkrasındaki marka işaretini yetkisiz kaldırma suçu çok fazla işlenen bir suç değildir.
  • Maddenin 3.fıkrasındaki suç ise; başkasına ait marka hakkını devreden, lisans veren veya rehin veren kişilerin 2 yıldan 4 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası (100.000 TL. ile 500.000 TL. arasında) verileceği ifade edilmiştir.
  • Marka suçlarında cezaya hükmedilebilmesi için MARKANIN TÜRKİYE’DE TESCİLLİ OLMASI ŞARTTIR. Henüz başvuru aşamasındaki markalarla ilgili işlenen suçlarda ceza verilemeyecektir. Bu nedenle başvuru aşamasındaki markalar için şikayette bulunulması durumunda, şikayet edilen hakkında takipsizlik kararı verileceği görülmektedir. (Bu fıkranın 7.maddedeki; “Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez” hükmüyle birlikte değerlendirilmesi gerekir.
  • Bu maddede yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Marka suçlarıyla ilgili güvenlik güçleri ve savcılık kendiliğinden harekete geçmemektedir. Marka sahibinin markasını koruması için mutlaka Savcılığa şikayette bulunması gerekmektedir. Savcılık şikayet üzerine güvenlik güçlerine taklit ürünlerin toplatılması ve ürünlere el konulması için Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla hareket etmektedir.

 

  • Taklit markalı ürünleri satanlar veya satışa arz edenler bu malları nerden aldıklarını açıklar ve taklit ürünlere el konulmasını sağlarsa ceza almaz.

 

Görüldüğü gibi yeni Sınai Mülkiyet Kanunumuz marka taklitleriyle ilgili çok ağır cezai müeyyideler getirmiştir. Kanunda düzenlenen cezaları yeterlidir, ancak önemli olan bu kanunu uygulayacak olan Savcılık, Sulh Ceza Hakimlikleri, Emniyet Güçleri ve Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemeleri’nin kanuna önem vererek, hızlı karar alarak marka sahiplerinin mağduriyetini önleyecek şekilde karar almalarıdır. Kanunun geç uygulanması durumunda Marka taklit fiillerini işleyenlerin yanına kar kalmakta ve ülkemizdeki markalaşma çabalarının bazen sekteye uğradığını tescilli marka sahiplerinin  taklitçilerden daha çok mağdur olduklarını üzülerek görmekteyiz.

 

Sınai Mülkiyet Kanunun hızlı ve hak sahiplerinin haklarını koruyucu bir şekilde uygulanması halinde ülkemizde markalaşma çabalarının daha hız kazanacağını, yabancı yatırımların artacağını ve katma değerli ürünlerin üretiminin artacağını söyleyebiliriz. Sınai Mülkiyet Kanunun hızlı ve doğru uygulanması durumunda ülkemizin orta gelir tuzağından da hızla kurtulacağını ifade edebiliriz.

 

Marka sahiplerine önerimiz, markalarına sahip çıkarak, ilk taklit durumunda hemen müdahale etmeleridir. Beklemeleri durumunda taklitçilerin sayısı artabileceğinden taklitlerle mücadele etmeleri zorlaşabilecektir.

 

Av. Ali ÇAVUŞOĞLU

 

Comments are closed.