BİR MARKANIN İKİ SAHİBİ OLABİLİR Mİ?

Bu soru 10.01.2017 tarihinden önce sorulmuş olsaydı, cevabımız hayır olacaktı.

Ülkemizde markaların korunmasıyla ilgili daha önce yürürlükte olan 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK , aynı markanın aynı sektörde hiçbir değişiklik yapılmadan 2 ayrı kişi/firma  adına tescil edilmesine imkan tanımıyordu.

556 Sayılı KHK uygulamasında en büyük sıkıntıyı Grup firmaları, Holding firmaları çekmekteydi. Ana Grup markasını diğer firmaları adına tescil ettirdiği markalarının altında yazmak isteyen  veya bir ambalajında ana grup markasını  da yazmak isteyen firmaların işi zordu .Bu nedenle alt firmalarında da ana grup markası kullanılmak istendiğinde , alt markaları da mecburen grup firması adına veya holding firması adına tescil ettirip sonra lisans verme yolu seçiliyordu.

Kanun koyucu bu zorluğu gördüğü için 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun’da bu konuya bir çözüm buldu ve MUVAFAKATNAME uygulamasını kanunlaştırdı.

Yeni kanunun 5.maddesine göre  “ç)-Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” Tescil edilemez.

 

Ancak 5.maddenin son fıkrası; “(3) Bir marka başvurusu, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması hâlinde birinci fıkranın (ç) bendine göre reddedilemez. Muvafakatnameye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” Hükmünü ihtiva etmektedir.

 

Yönetmeliğe göre Muvafakatname , marka başvurusu sırasında veya marka red edildikten sonra itirazla birlikte verilebilir, ancak her marka başvurusu için ayrı muvafakatname düzenlenmeli, muvafakatname noter onaylı olmalı ve TÜRK PATENT ve MARKA KURUMU tarafından düzenlenen FORM şekline uygun olmalıdır.

 

Kanunun bu uygulamasına göre özellikle grup şirketleri, Holding şirketleri, aile markalarını kullanan kişiler birbirlerine muvafakatname vererek , markaların benzerlikten dolayı red edilmesine engel olacaklar ve piyasada birlikte var olacaklardır.

 

Muvafakatname uygulaması aynı markayı küçük eklerle birlikte kullanmak isteyen kişi ve firmalar  ve grup markasını gruptaki diğer firmaların alt markalarında  kullanmak isteyen firmalar için tescil kolaylaştırıcı bir düzenlemedir. Peki muvafakatname düzenlemesinin sakıncaları var mıdır ? Bize göre muvafakatname uygulamasının sakıncaları şunlar olabilir;

 

Bir markanın hiçbir ekleme olmaksızın bütün unsurlarıyla birlikte birden fazla kişi/firma adına tescilli olması marka güvenliğini tehlikeye atabilir, tüketiciyi yanıltabilir.

Yönetmelikte “Muvafakat veren başvuru veya marka sahibi veya sahiplerinin kimlik ve iletişim bilgileri ile muvafakata konu önceki tarihli başvuru veya markalara ait başvuru veya tescil numaraları”nın kuruma verilmesi istenmektedir. Ancak bir marka sahibinin aynı marka için kaç kişiye/firmaya muvafakat vereceği konusunda kanunda ve yönetmelikte bir açıklık bulunmadığından bir marka sahibi aynen lisans verir gibi onlarca kişiye/şirkete AYNI MARKA/AYNI LOGO’nun tescili için muvafakat verirse TÜKETİCİ HANGİ MARKAYA GÜVENECEKTİR? Daha sonradan bu markalardan birisini satın almaya kalkan bir yatırımcı , kendisinin satın aldığı markanın aynısından birkaç tane daha farklı firmalar adına tescilli olduğunu görünce ne yapacaktır? Bu ve bunun gibi sorunlar çıkabilecektir. Kanunun MUVAFAKATNAME  uygulamasında ne tür sorunla çıkabileceği birkaç yıl içinde daha iyi anlaşılacaktır.

Gerçek olan şu ki bir markayı satın almak isteyen yatırımcının artık daha iyi analiz yapması, aynı markanın daha önce başkaları tarafından da tescil edilip edilmediğini çok iyi araştırması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Marka ve Patent Vekilleriyle çalışmanın artık bir gereklilik olduğu , yeni Sınai mülkiyet Kanunu ile daha iyi anlaşılmaktadır.

Av. Ali ÇAVUŞOĞLU