AR-GE DESTEKLERİ VE PATENT SAYISI ARASINDAKİ DENGESİZLİK NASIL GİDERİLEBİLİR ?

ÜLKEMİZDEKİ YERLİ PATENT SAYISINI ARTIRMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?

Ülkemizde son yıllarda ar-ge ve inovasyona verilen önem her geçen gün daha da artmaktadır. Ar-ge ve inovasyonla ilgili seminerler, konferanslar, yüksek lisans programları, yazılan makaleler, basında çıkan haberler ,hükümet yetkililerinin ar-ge ve inovasyon çalışmalarını destekleyen beyanları gündemdeki yerini korumaktadır. Ar-ge ve inovasyon kavramları bu kadar gündemde olmasına rağmen , ar-ge çalışmalarının bir sonucu olan PATENT  ve FAYDALI MODEL BAŞVURU sayılarında beklenen artış maalesef bir türlü gerçekleşmemektedir. Bu yazımızda bu konuyu ayrıntılı olarak inceleyeceğiz ve konu hakkındaki önerilerimizi paylaşacağız.

Öncelikle  ülkemizdeki patent kanunlarında 1995 yılında yapılan değişiklikten 2014 yılına kadar geçen 20 yıllık süre içerisindeki patent ve faydalı model başvuru sayılarımız hakkında bilgi vermek istiyorum.

Ülkemizde son yirmi yılda yerli patent başvurusu 20 yılda 26 kat artmıştır. Ancak bu artışa sevinmemiz mümkün değildir. Bu artışa rağmen ulaştığımız rakam , ülkeleri bırakın yüzlerce firmanın yıllık patent başvuru sayısından bile daha azdır. Dünyadaki ilk patent kanunlarından birisi olan İHTİRA BERATI kanununun 1879 yılında yürürlüğe girmesinden bu güne kadar geçen 135 yıllık zaman dilimi içerisinde ülkemizdeki toplam yerli patent başvurusu sayısı , faydalı modelleri de kattığımızda bile toplamda 100 bin adeti geçememiştir.

 

www.patentsobserver.com isimli web sitesinde yayınlanan istatistiklere göre ülkemizdeki 135 yılda yapılan patent ve faydalı model başvurusu sayısı onlarca uluslararası firmanın  son 20 yılda yaptığı patent başvurusu sayısından bile daha azdır. Güney Kore’de yapılan 1 yıllık patent başvurusu sayısı ülkemizin 135 yılda yaptığı patent başvurusu sayısının 2 katından daha fazladır.

 

AR-GE MERKEZLERİNİN PATENT PERFORMANSI

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ nın  verilerine göre 2013 Yılı itibariyle ülkemizdeki TAM ZAMANLI AR-GE PERSONELİ sayısı 112.969 kişidir. Bir önceki yıla göre ar-ge personeli sayısındaki artış %7,5 olmuştur. 30 kişiden fazla ar-ge personeli çalıştıran ve faal olan ar-ge merkezlerinin sayısı 165 adettir. 21 adet firma ise ar-ge merkezi belgesi almış olup faaliyete geçmek üzeredir. Bakanlar Kurulu kararıyla ar-ge merkezi kurmak için gereken tam zamanlı ar-ge personeli sayısı 2014 yılında 50’den 30 personele düşürülerek kobilerin de ar-ge merkezi açmasının önü açılmıştır. Ancak ar-ge merkezleri konusunda kobi ve kobi üstü firmalar için bir ayrım yapılarak kobilerin ar-ge merkezi kurabilmesi için gereken personel sayısının diğer firmalar için konulan sayının yarısına indirilerek 15 adede düşürülmesi kobilerin de diğer firmalar gibi katma değerli ürünler üretebilmesi konusunda fırsat eşitliği sağlamış olacaktır. Çünkü bir çok kobinin zaten mevcut personel sayısı 30 sayısının altındadır. Bu nedenle ar-ge merkezi kurma konusunda yüzlerce –binlerce personelin çalıştığı firmalarla kobilerin aynı personel sayısıyla ve aynı kriterlerle değerlendirilmesi kobilerin ar-ge merkezi kurmasını zorlaştırmaktadır.

 

Kobiler için hem personel sayısı en fazla 15 olmalı hem de diğer kriterler yeniden belirlenerek, KOBİ AR-GE MERKEZLERİ nin ayrı bir kategori altında değerlendirilmesi yapılmalı ve KOBİ AR-GE MERKEZLERİ nin artırılması hedeflenmelidir. Dünyadaki bir çok büyük buluşun kobilerden çıktığı dikkate alındığında bu önerimizin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Aşağıda yer alan TÜİK YILLIK  İŞ İSTATİSTİKLERİ tablosu da yukarıdaki önerimizi destekleyen bir unsurdur. Kobilerin de katma değerli ürünler üretebilmesini , ar-ge ve inovasyon desteklerinden daha çok yararlanıp daha çok patent ve faydalı model alabilmelerini sağlamak açısından KOBİLERE ÖZEL BİR AR-GE MERKEZİ sisteminin geliştirilip yürürlüğe konulması ülkemizin 2023 yılında hedeflenen 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşması konusunda büyük kaktı sağlayacaktır.

Yine Bakanlığın verdiği bilgilere göre 5746 Sayılı Ar-Ge Kanununun Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinin 31 Temmuz 2008 tarihinde yayımlanmasından itibaren 4 yıllık (2012 dahil ) değerlendirme sürecinde şu bilgiler paylaşılmaktadır. (https://biltek.sanayi.gov.tr/Sayfalar/haberDetay.aspx?haberID=41)

Bu tablo durumun içler acısı olduğunu göstermektedir.2008-2012 yılları arasında faaliyet gösteren 154 ar-ge merkezi 21578 ar-ge personeli, 7.3 Milyar TL. ar-ge harcaması ve 1.7 milyar TL. ar-ge teşviğine rağmen toplamda 1043 adet patent başvurusunun yapılmış olması uygulamada bir yanlışlık olduğunu göstermektedir. Ar-ge çalışmalarının mutlaka PATENT ODAKLI olması zorunludur. Aksi taktirde yapılan ar-ge çalışmalarının patent odaklı olmadığı, sadece ar-ge yapmış olmak için ar-ge yapıldığı sonucuna ulaştıracaktır. Ar-ge merkezlerine verilen devlet desteklerinin de mutlaka PATENT SAYISIYLA ORANTILI  OLMASI gerekmektedir. AR-GE MERKEZİ BAŞINA 4 YILDA 6,7 ADET , YILDA İSE SADECE 1.6 ADET patent  başvurusunun yapılmış olması, ar-ge merkezlerinin patent odaklı çalışmadığını, patent hedeflerinin bulunmadığını , verilen desteklerin de patent başvurusuyla herhangi bir bağlantısının olmadığı ortaya çıkmaktadır.

2023 yılına kadar ar-ge merkezlerinin sayısının en az  500 adete çıkacağını ve bu merkezlerdeki tam zamanlı ar-ge personelinin sayısın en az 50 bin kişiye ulaşacağını tahmin etmekteyiz. Ar-ge merkezlerinin patent odaklı çalışarak  Türkiye’nin patent sayısının artırılmasına ve dolayısıyla da ülkemizin patent sıralamalarında üst sıralara çıkmasına katkıda bulunması gerekmektedir. Tam zamanlı 30 ar-ge personeli çalıştıran bir ar-ge merkezinin yılda en az 5 adet patent  ve 5 adet faydalı model alma hedefi bulunmalıdır. Ar-ge merkezi başına düşen yıllık 1.6 adet patent sayısı yok denecek kadar az bir sayıdır. Ar-ge merkezlerinin destek ve teşvikleri de yılda almış oldukları patent ve faydalı model sayısına göre artmalı veya azalmalıdır. Yani devlet destekleri ve teşvikleri PATENT  SAYISIYLA ORANTILI OLMALIDIR. Patent sayısı daha fazla olan ve daha fazla katma değer üreten ar-ge merkezleri daha çok desteklenmeli, buluş yapan ar-ge personeli de ödüllendirilmelidir.

AR-GE MERKEZLERİNİN PATENT SAYISINI ARTIRMAK İÇİN ÖNERİLERİMİZ

  1. Öncelikle her ar-ge merkezinin gerçek bir PATENT FABRİKASI olması hedeflenmelidir. ÖNCE PATENT! Hedefi bütün ar-ge merkezlerinin öncelikli hedefi olmalıdır. Ar-ge merkezlerine yıllık patent karnesi verilmeli ve yayınlanmalıdır.
  2. Ar-ge merkezinde çalışan personel oranında yıllık patent hedefi belirlemeleri ve bu hedeflerini Bakanlığa bildirmeleri istenmelidir. Bu hedefin ar-ge merkezi için yıllık en az 5 adet patent ve 5 adet faydalı modelin altında olmaması gerekmektedir. Yani 3 personele en az 1 başvuru şeklinde hedef konulmalı ve bu hedeflerin gerçekleşmesi yıllık değerlendirme raporunda dikkate alınmalıdır.

 

  1. Başvurulan patent ve faydalı model sayısına göre bir sistem geliştirilmeli ve firmalar patent ve faydalı model başvuru ve tescil oranlarına göre ayrıca desteklenmelidir.

 

  1. Ar-ge merkezlerinin patent vekiliyle çalışması zorunlu olmalıdır. Her ar-ge merkezinin mutlaka bir patent vekiliyle danışmanlık sözleşmesi çerçevesinde çalışması sağlanmalı, patent vekili danışmanlığı da teşvik kapsamına alınmalıdır.

 

  1. Ar-ge merkezlerindeki patent bilinci geliştirilmelidir. Bazı ar-ge merkezlerinde geliştirilen ürün ve sistemlerin patent almaya değer görülmediğinden dolayı patent başvurusu yapılmadığı kanaatindeyiz. En küçük bir geliştirmenin bile en azından patent başvurusu olmasa da faydalı model başvurusunun yapılması sağlanmalıdır. Ar-ge sonuçlar mutlaka patent veya faydalı model belgesi ile taçlandırılmalıdır.

 

  1. Tubitak tarafından verilen ve tüzel kişilerde yıllık 20 adetle sınırlanan patent desteğinin sayısı artırılmalıdır. Tubitak ar-ge merkezlerinin yıllık patent alma  cam tavanını 20 adetle sınırlamamalıdır. 2023 yılına kadar ar-ge merkezlerinin ve tüzel kişilerin ve hatta gerçek kişilerin de Tubitak tarafından desteklenen patent sayısı SAYI İLE SINIRLANMAMALI, YETER Kİ PATENT BAŞVURUSU YAPILSIN ANLAYIŞIYLA TUBİTAK PATENT DESTEĞİ ADET BAZINDAN SINIRSIZ OLMALIDIR. Örneğin 50 ar-ge personeli çalıştıran bir ar-ge merkezi çok rahatlıkla patent maliyetlerini düşünmeden yıllık personel başına 1 adet patent hedefi koyabilmeli ve bu hedefe ulaştığında bütün patentleri Tubitak patent desteği kapsamında olmalı ve personel başına düşen patent sayısı hedefine ulaştığı için hem ar-ge merkezi hem de ar-ge personeli maddi ve manevi ödüllerle motive edilerek ülkemizin patent sayısının artırılmasına katkı verilmelidir.

 

  1. Ar-ge merkezlerinde yürütülen projelerin patent başvurusu yapılıp yapılmadığı denetlenmeli, patent başvurusu yapılmayan projelerin başvurusunun yapılması sağlanmalıdır.

 

  1. 6 şubat 2014 tarihinde kabul edilen ve patent ve faydalı model belgesi sahiplerine vergi istisnası tanıyan kanunda yer alan “Bu Kanun’un 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan elli tam zaman eş değer Ar-Ge personeli sayısını otuza kadar indirmeye, kanuni seviyesine kadar artırmaya veya sektörler itibarıyla belirlenen sınırlar dahilinde farklılaştırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.” Hükmü gereğince Bakanlar Kurulu kobiler için ve sektörlere göre ayrı ayrı ar-ge merkezi kurulum şartlarını değiştirebileceğinden kobilere ayrıcalık tanınarak kobilerin ar-ge merkezi kurması kolaylaştırılmalıdır.

 

 

 

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME MERKEZLERİ,TEKNOKENT VE TEKNOPARK’LARIN PATENT PERFORMANSI

 

Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin patent performansı da ar-ge merkezlerinin ki gibi içler acısıdır. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ nın  verilerine göre Eylül 2014 itibariyle faaliyette olan 41 adet Teknoloji Geliştirme  Bölgesi’nde 2956 adet firma 18436 ar-ge personeli ile yaklaşık 10 yıllık sürede toplamda 1168 adet patent ve faydalı model başvurusu yapmıştır. Verilen bu kadar desteklere ve teşviklere rağmen firma başına 10 yılda alınan patent sayısı 1 adet bile değildir. Bakanlığın verilerine göre biten proje sayısı 14194 adettir. Teknoloji Geliştirme  Bölgesinde yapılan ve bitirilen projelere patent veya faydalı model alınmayacaksa başka hangi projelere patent alınacaktır. Bu bölgelerdeki firmaların birçoğunun yazılım firması olduğu söylenebilir, alınan telif belgesi sayısı da 42 adet olup, bu bölgelerdeki firmaların ve yönetimlerin Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının önemini kavrayamadıkları, bu haklara yeterince önem vermedikleri ve PATENT HEDEFLERİNİN VE PATENT BİLİNCİNİN YETERLİ SEVİYEDE OLMADIĞI açık bir şekilde görülmektedir.

 

 

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri de hem Üniversitelerin içinde olması  hem de kaliteli ar-ge personeli istihdam etmesinden dolayı ülkemizin PATENT FABRİKALARI olmak durumundadır. Bu merkezlerde yürütülen projelerin patent odaklı olması gerekmektedir. Teknokent ve Teknopark’larda faaliyet gösteren firmaların da performans değerlendirilmesi yapılırken PATENT ve FAYDALI MODEL BAŞVURU ve TESCİLLERİ , YÜKSEK PUANLARLA DESTEKLENMELİDİR. Bu merkezlerde verilen destek ve teşvikler de PATENT ODAKLI OLMALIDIR. Bu merkezlerde faaliyet gösterecek firmaların yazılım ağırlıklı olmasından ziyade reel sektör de üretim yapabilecek ve katma değerli ürünler üretebilecek veya tasarlayacak firmalar ağırlıklı olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Sıradan bir web sitesi yapan veya sıradan yazılımlar yapan firmaların Teknoloji Geliştirme Merkezleri’nin kapasitesini doldurmaktan başka bir değer üretmeyeceği dikkate alınmalıdır. Her firmanın yılda en az 3 adet patent veya faydalı model başvurusu yapması şart olmalıdır. Yıllarca bu merkezlerde bulunup, destek ve teşviklerden yararlanıp hiçbir patent başvurusu bulunmayan firmalar takip edilmeli, patent başvurusu yapabilecek projeler üretmesi konusunda teşvik edilmeli ve desteklerden yararlanmasının kısıtlanabileceği konusunda uyarılmalıdır.

 

 

2023 yılına kadar Teknoloji Geliştirme Merkezleri’nin sayısının en az 100 adete , bu merkezlerdeki  firma sayısının 10 bin  adetten fazla olacağını tahmin etmekteyiz. Ülkemizin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefi ve Türk Patent Enstitüsü’nün 2023 yılında yerli patent başvuru sayısının 50.000 adete ulaşmasının hedeflendiği de dikkate Teknoloji Geliştirme Merkezlerinin PATENT ODAKLI çalışmalarını sağlayacak bir sistem getirilmelidir. Bu merkezlerde faaliyet gösterecek firmaların yılda en az 3 adet patent veya faydalı model başvurusu yapmasını hedeflemesi istenmeli ve bu hedeflerin yazılı hale getirilerek takip edilmesi sağlanmalıdır. Aksi taktirde bu merkezlerden katma değerli ürünler beklemek hayal olacaktır.

 

ÜNİVERSİTELERİMİZİN PATENT PERFORMANSI

 

2009 yılında yaptığımız bir araştırmada ülkemizde bulunan 140 üniversite adına yapılan toplam patent sayısının sadece 28 adet olduğunu görmüştük. Ocak 2015 tarihi itibariyle ise ülkemizdeki üniversite sayısı 196 adet olup, üniversiteler adına yapılan ve yayınlanan patent başvurusu sayısının ise 132 adet olduğu görülmektedir. Üniversiteler bünyesinde yapılıp da , üniversite adına başvurulmayan patentlerle birlikte bu rakamın 500 adete yakın olduğunu söyleyebiliriz. Üniversitelerimizin strateji belgelerini incelediğimizde PATENT HEDEFLERİNİN ÇOK KÜÇÜK OLDUĞU görülmektedir. Yüzlerce teknik bilimin adamının bulunduğu, yüzlerce doktora ve yüksek lisans tezinin yazıldığı bir çok üniversitemiz strateji belgelerinde patent hedeflerini 5-10 adet arasında yazdıklarını gördüğümüzde şaşırmaktayız.

 

 

Üniversitelerimizde patent çalışmalarından daha çok bilimsel makale yazılmasına önem verilmektedir.  Birçok bilimsel makaleden de patent veya faydalı model olabilecek bir ürün veya sistem çıkabilmesi mümkündür. 2010 yılında 131 Üniversitemizde 42124 öğretim görevlisi 27364 adet bilimsel makale yazmıştır.

Örneğin nano teknoloji konusunda ülkemizde 1324 adet makale yazılmasına rağmen sadece 6 adet patent başvurusu yapılmıştır. Üniversitelerimizin ve öğretim görevlilerin de ekonomik açıdan daha çok kalkınması için makale yanında patentli projelerin sayısını artırmaya önem vermeleri gerekmektedir.

(Kaynak : http://www.kuark.org/2014/03/turkiyede-nanoteknoloji )

 

ÜNİVERSİTELERİMİZİN PATENT SAYISINI ARTIRMAK İÇİN ÖNERİLERİMİZ

  • Öncelikle Üniversitelerimizde PATENT ve İNOVASYON kültürünün yaygınlaşması devam ettirilmeli, özellikle teknik fakülte ve yüksek okullarda patent dersleri zorunlu olmalıdır. Özellikle patent araştırma yöntemlerinin öğretilmesi gerekmektedir.
  • Teknik bölümlerdeki bitirme tezleri mutlaka patent veya faydalı model başvurusuna dönüşecek projeler olmalıdır.
  • Her bir mühendisin mezun olurken en az bir patent veya faydalı model başvurusu yapmış olarak mezun olması şart olmalıdır.
  • Teknik bölümlerdeki Doktora ve yüksek lisans tezleri mutlaka patent veya faydalı model başvurusuna konu olacak konulardan seçilmelidir.
  • Üniversite Öğretim görevlilerinin bulmuş oldukları patentlerin Üniversite ile ortak tescil edilebilmesinin yolu açılmalı, patent gelirleri paylaşılmalıdır.
  • Üniversitelerde yapılan patentlerin tescil maliyetleri üniversite bütçesinden karşılanmalı, öğretim görevlileri patent maliyetlerini düşünmeden serbestçe buluş yapabilmeli ve tescilleyebilmelidir.
  • Öğretim görevlilerinin kariyer planında, akademik yükselmelerinde PATENT BAŞVURUSU YAPMIŞ OLMAK daha yüksek puanla motive edilmelidir.
  • Üniversitelerde yapılan etkinliklerde ar-ge patent ve inovasyon konularına daha fazla yer verilmelidir.
  • Üniversitelerde yapılan buluş yarışmalarında sadece derece girenler değil bütün buluşlar mutlaka tescillenerek, yarışmaya katılanlar motive edilmeli ve projeler sahipsiz bırakılmamalıdır.
  • Santez Projelerinde Üniversite ve öğretim görevlileri de patentlere ortak olmalıdır.

 

BULUŞ GÜNLERİ VE AR-GE PROJE PAZARLARININ PATENT SAYISININ ARTIRILMASINDAKİ YERİ:

Proje Pazarı etkinliğinde en az bir üniversite ile, Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret ve Sanayi Odası, İhracatçı Birliği’nden herhangi biri veya daha fazlasının katılımcı olması zorunlu olup, bu katılımcı kuruluşlardan (üniversite, sanayi odası, ticaret odası, ticaret ve sanayi odası, ihracatçı birliği)  herhangi biri TÜBİTAK’a etkinlik için destek başvurusunda bulunabilir. 2010 yılından beri Tubitak desteğiyle onlarca proje pazarı etkinliği düzenlenmiş ve bu proje pazarlarına binlerce proje başvurusu olmuştur. Ancak bu sergilenen projelerden patent veya faydalı model başvurusu yapılan projelerin sayısı yok denecek kadar azdır.

2010 Yılından beri ülkemizde düzenlenen ar-ge proje pazarlarına bazı örnekler ve web adresleri:

Düzenlenen ar-ge proje pazarı etkinliklerinde genellikle ilk 3’e giren projelere 5000 TL ile 50.000 TL. arasında para ödülü verilmektedir. Bu yarışmalara katılan projelerin içerisinde patent veya faydalı model başvurusu yapılmış olanlar yok denecek kadar azdır. Bu yarışmalarda sergilenen ve kataloglara konulan projelerin , patent veya faydalı model başvurularının yapılması mutlaka sağlanmalıdır. Ülkemizin genç beyinlerinin geliştirdiği ve emek verdiği projeler patent veya faydalı modelle koruma altına alınmadığı takdirde , bu eserlerin haksız bir şekilde kullanılması durumunda katılımcı gençlerin ileriye yönelik motivasyonları da olumsuz etkilenecektir. Ar-ge Proje Pazarları Etkinliğini düzenleyen, Üniversite, Sanayi ve Ticaret Odaları ve İhracatçı Birlikleri, Türk Patent Enstitüsü, ve TPE siciline kayıtlı Patent Vekilleri ve Tubitak işbirliğinde özel bir bütçe oluşturularak, bu tür etkinliklere katılan ve ön elemeden geçen ve sergilenmeye hak kazanan bütün projelerin patent veya faydalı model başvurusunun yapılması sağlanarak, hem eser sahiplerinin hakları korunmuş olacak, eserlerin ticarileşmesi kolaylaşacak, ülkemizin katma değerli ürünlerinin ve özellikle de PATENT ve FAYDALI MODEL sayısının artmasına katkıda bulunulmuş olacaktır. Ar-ge Proje pazarlarında sergilenen projeler için harcanan emeklerin boşa gitmemesi için patent konusu mutlaka en önemli başlık olmalıdır.

PATENT SAYISINI ARTIRMAK İÇİN DİĞER ÖNERİLERİMİZ

  1. Patent kavramının öğretilmesine İlkokul’ dan başlanmalı. İlk öğretimdeki Teknoloji Tasarım müfredatının muhtevasına PATENT kavramının öğretilmesi de eklenmeli.
  2. “Bu Benim Eserim” benzeri yarışmaların sayısının artırılması sağlanmalı. Bu yarışmalar neticesinde dereceye giren eserlerin patent haklarının ücretsiz tescillenmesi sağlanmalı , çocuklara mucitlik verilerek motivasyon sağlanmalı.
  3. İlk öğretimdeki çocuklarımıza mucitlik fikrini aşılayacak kitaplar ve filmler hazırlanarak okullarda gösterimi sağlanmalı.
  4. İlk öğretimdeki ileride mucit olma kapasitesi bulunan üstün yetenekli çocuklar seçilerek özel eğitim almaları sağlanmalı ve bu çocukların bütün eğitimleri boyunca desteklenmesi sağlanmalı.

5.Çocuklara yönelik mucitlik atölyeleri, mucitlik kampları açılmalı veya açılması teşvik edilmeli. Bu atölyelerin açılması devlet tarafından desteklenmeli. Hatta her okulda bir adet mucitlik atölyesi açılması sağlanmalı.

  1. Liselerde Fizik, kimya ,biyoloji gibi derslerin müfredatına konuyla ilgili yapılan buluşların ve alınana patentlerin az da olsa bilgisi verilerek, öğrencilere mucitlik fikri aşılanmalı ve aynı zamanda öğretilen teorik bilgilerin nerelerde kullanıldığı anlatılmalı.
  2. Teknik liselerde mutlaka patent dersleri okutulmalı ve teknik liselerde okuyan öğrencilerin kendi konularıyla ilgili küçük de olsa buluş yapmaları sağlanmalı ve onların yaptığı buluşların patent veya faydalı model tescil belgesi alınması sağlanmalı.
  3. İki yıllık teknik okullarda derslerin ilgili bölümlerinde o konuyla ilgili alınmış bir kaç patentlin incelenmesi sağlanmalı, bu şekilde öğrencilerin patent dosyalarını okuma ve anlama kabiliyeti geliştirilmeli.
  4. İki yıllık teknik okullarda patent zorunlu ders olarak okutulmalı ve bu okullardan mezun olan her öğrencinin okul bitirme ödevi olarak küçük de olsa patent veya faydalı model başvurusuna konu olacak bir geliştirme yaparak mezun olması sağlanmalı.
  5. Bütün fen fakültelerinde ve mühendislik fakültelerinde patent zorunlu bir ders olarak okutulmalıdır.
  6. Mühendislik fakültelerinde patent dosyalarının okunması ve anlaşılması için ders konulmalı. Aynı zamanda bütün mühendislik ve fen fakültesi öğrencilerinin patent araştırma tekniklerini öğrenmesi sağlanmalı.
  7. Mezun olan her fen fakültesi öğrencisi ve mühendislik fakültesi öğrencisi bitirme ödevi olarak patent veya faydalı model olabilecek bir geliştirme yaparak mezun olmalı , bu geliştirmeler tescil edilerek mezun olan her öğrencinin en az bir patent veya faydalı model belgesine sahip olduğu bir eğitim sistemi geliştirilmelidir.

 

  1. Bütün mühendislik fakültelerinde buluş yapmanın formülü olan bütün dünyanın kullandığı TRİZ SİSTEMİ ders olarak okutulmalıdır. Bütün mezun olan mühendislerin TRİZ SİSTEMİNİ bilerek mezun olması sağlanmalıdır.
  2. Mühendislik fakülteleri ve fen fakültelerindeki yüksek lisans tezleri ürün geliştirme odaklı olmalı ve patent veya faydalı model tesciliyle taçlandırılmalıdır.
  3. Yine doktora, doçentlik ve profesörlük tezleri ürün geliştirme odaklı olmalı ve mutlaka patent belgesiyle taçlandırılmalıdır.
  4. Üniversitelerimizin yıllık patent hedefi olmalıdır. Patent yapan bütün üniversite mensupları ödüllendirilmeli, buluşlarına sahip çıkılmalıdır.
  5. Üniversitelerimiz bulundukları bölgelerdeki sanayicilerimizin ihtiyaçların tespit etmeli, onların üretimde işlerine yarayacak ürünler geliştirmeli veya sanayicilerimizin verimliliğini artıracak yöntemler üzerinde araştırma yapmalıdır.
  6. Üniversitedeki derslerin bir kısmı sadece teorik olmayıp, doğrudan sanayicilerin işlerine yarayacak şekilde dizayn edilmeli, mezun olan mühendisler veya teknikerler herhangi bir sanayi firmasında işe başladığında üniversitede öğrendiği bilgileri doğrudan uygulayabilmeli, ürün geliştirebilecek şekilde eğitimler dizayn edilmelidir.
  7. Ticaret ve Sanayi odaları üyelerini yenilik yapmaya teşvik etmelidir. Ticaret ve Sanayi odaları en çok patent ve faydalı model başvurusu yapan üyelerini ödüllendirmeli, patent ve inovasyon konularını sürekli gündemde tutup, yenilik yapan üyelerini motive etmelidir. Yapılacak eğitici çalışmalara ve patentle ilgili yayınlara özellikle destek vererek bu tür yayınların üyelerine ulaşmasına yardımcı olmalıdır.
  8. Sanayici ve İşadamı Dernekleri de odaları üyelerini yenilik yapmaya teşvik etmelidir. Ticaret ve Sanayi odaları en çok patent ve faydalı model başvurusu yapan üyelerini ödüllendirmeli, patent ve inovasyon konularını sürekli gündemde tutup, yenilik yapan üyelerini motive etmelidir. Yapılacak eğitici çalışmalara ve patentle ilgili yayınlara özellikle destek vererek bu tür yayınların üyelerine ulaşmasına yardımcı olmalıdır.
  9. Özelliklede patent başvurusunda çok geride kalmış olan illerimizdeki; ticaret ve sanayi odaları, işadamı dernekleri, organize sanayi sitelerinin yönetimleri, bu illerimizdeki üniversite yöneticileri, valiliklerimiz ve belediyelerimiz ve o illerde bulunan yazılı, görsel ve internet medyasının yöneticileri bu işi görev edinerek illerinin inovasyon karnesini yükseltmek gayreti için patent hareketi başlatmalı, patent hedefleri koyarak illerindeki patent sayısını artırma yolunda çalışmalar yapmalarının önemli olduğunu belirtmek istiyoruz.
  10. Ülkemizdeki herhangi bir konuda üretim yapan her sanayi firmasının ciro hedefi olduğu gibi yıllık patent hedefi de olmalıdır. Pazarlama bütçesi ayrıldığı gibi her firma mutlaka yenilik yapmak için de her yıl bir bütçe ayırmalıdır. Yenilik yapmaya ayrılan her kuruşun daha sonra daha yüksek kazançlar şeklinde döneceği her zaman bilinmelidir. Aynı şekilde firmaların hızlı büyümesinde patentli, tasarımlı , katma değeri yüksek ürünlerin çok önemli olduğu dikkate alınarak firmaların gelecek planlarında mutlaka patent ve tasarım hedefleri yer almalıdır.

 

  1. Ülkemizde TRİZ sistemini bilen mühendis sayısı en kısa zamanda on binleri, 2023 yılına kadar da yüz binleri geçmelidir. Çünkü Triz Sistemini bilen bir mühendisin yenilik yapması, buluş yapması daha kolaydır, ve Triz Sitemini ar-ge çalışmalarında uygulayan firmalar daha kısa zamanda sonuç alıp, daha çok patent başvurusu gerçekleştirebiliyorlar .Bunun için Triz sistemini en iyi bilen yurt dışından uzmanlar getirilerek eğitimler verdirilmeli ve bunu da ilgili kamu kurumları yapmalıdır.
  2. Patent işlemlerinde KDV alınmamalı ya da en fazla %5 olmalı.
  3. Ar-ge çalışmalarından kullanılacak ürün veya hizmetlerde KDV alınmamalı ya da en fazla %5 olmalı.
  4. Patent, İnovasyon ve TRİZ gibi yeniliği özendirici eğitimler desteklenmelidir, bu tür eğitimlere katılmak isteyenlerin ücretleri ilgili bakanlıklarca karşılanmalıdır.
  5. 2008 yılında çıkartılan ar-ge teşvik kanunu en az 50 mühendis çalıştıran ve daha sonra 30’a düşen ve ar-ge merkezi şeklinde örgütlenmiş firmalara teşvik sağlamaktadır. Bu kanunla gelir vergisi desteği, SSK desteği ve sağlanan diğer teşvikler, muafiyetlerin sadece en 30 adet ve üstü tam zamanlı ar-ge personeli çalıştıran firmalara sağlanması ar-ge yapmak isteyen ve buna imkanı olmayan Kobilerimizin gelişmesine engel olmaktadır. Bu kanunda yer alan en az 30 personel sayısının acil bir şekilde düşürülmesi gerekmektedir.
  6. Hatta ar-ge birimi kurmak isteyen firmalar için en az 2 tam zamanlı ar-ge personeli bile çalıştırsa bu desteklerden yararlandırılması sağlanmalıdır. Aksi taktirde bu desteklerden kobilerimiz faydalanamayacak , sadece belirli büyüklükteki firmalar yararlanabilecektir ki bu durum da ülkemizde yenilik yapmak isteyen kobilerimizin gelişmesini önleyecektir. Sanayi Bakanlığı’nın 2011 yılı verilerine göre ülkemizde zaten en az 1 ar-ge personel çalıştıran ve bünyesinde ar-ge birimi bulunan 4826 adet sanayi firması bulunmakta olup, bu firmaların toplam  ar-ge personeli sayısı 23026 kişidir. Ülkemizde yeniliklerin önünün açılması ve patent sayısını artırılması için en azından 10 yıllığına bünyesinde ar-ge birimi bulunan bütün firmalar ar-ge  teşvik kanunundan yararlanmalıdır.
  7. Yenilik yapmak amacıyla ar-ge mühendisi çalıştıran ( 1 mühendis bile çalıştırsa)  firmalara patent-faydalı model başvurusu şartına bağlı olarak teşvikler verilmelidir. Örneğin; Bünyesinde 2 tam zamanlı ar-ge mühendisi çalıştıran bir firma yılda mühendis başına 1 patent yaparsa ar-ge teşvik kanunundan %50 oranında ; mühendis başına 2 patent yaparsa ar-ge teşvik kanunundan %100 oranında yararlanabilir.
  8. Ülkemizde patent ve faydalı model başvurusu yapan firmalar ve buluşu yapan şahıslar en azından yıllık patent sayısı 50 bin adedin üzerine çıkıncaya kadar nakit para ile ödüllendirilmelidir. Örneğin patent başına 5000 TL nakit ödül verilerek  (Tubitak teşvikleri hariç ) nakit ödülün yarısı buluş sahibine yarısı da firmaya verilebilir. Bireysel mucitler, araştırmacılar, öğretim görevlileri, öğretmenler , mühendisler kısacası buluş yapan herkes 5000 TL ile ödüllendirilmiş olur, bu şekilde buluşçuların motive olmaları sağlanır.
  9. Başvurusu yapılan patentlerin ve faydalı modellerin üretime geçebilmesi için ve ticarileşebilmesi için teşvikler verilmelidir. Çok uzun vadeli hibe veya faizsiz krediler verilerek buluşçuların yaptıkları buluşlardan para kazanmaları sağlanmalıdır. Buluşundan para kazanan buluşçu daha fazla buluş yapacak; buluşçuların para kazandığını gören diğer kişiler de buluş yapma konularında motive olacaktır.

 

  1. Patentle ile yenilik yapmayı teşvik edici Tv-Radyo programları devlet tarafından ve ilgili kamu kuruluşları tarafından desteklenmelidir.
  2. Patentle ilgili yazılan kitapların, dergilerin ve diğer yayınların basımı desteklenmelidir.
  3. Patent vekili firmalarda çalışan mühendislerin maliyetinin bir kısmı devlet tarafından desteklenmelidir.
  4. Buluşçuluğu, patenti özendirici tv -radyo-gazete reklamları desteklenmelidir.
  5. Büyük sanayicilerimizin yılda en az 15 adet patent-faydalı model hedeflemeleri gerekir. Sanayicilerimiz bu 15 adetlik patent hedefini yazılı hale getirerek, bütçe hedefleri gibi ve kalite politikalarını çerçeveletip astıkları gibi bu patent hedefini de çerçeveletip , yönetim binalarına, fabrikalarına , özellikle de ar-ge birimlerine asmaları gerekmektedir. Bu şekilde en üst yönetim den alt kademe çalışanlara kadar şirket için patent kelimesi beyinlere yerleşmiş olacaktır. Daha Sonra üst yönetimden ve ar-ge personelinden başlayarak  bütün personel patent ve faydalı modelin önemi ve şirket içindeki yeni fikir üretmenin kendilerine, firmalarına ülkeye yapacağı katma değerle ilgili eğitimlere düzenlenerek, tüm şirket genelinde patent bilinci oluşturulmalıdır.
  6. Yıllık patent hedefini koymuş olan sanayicilerimizin yapması gereken en önemli çalışmalardan birisi de sektörlerinde daha önce alınmış yerli ve yabancı patent ve faydalı modelleri inceleyerek rakip analizi yapmalarıdır. Yurt dışında başarılı olmuş firmaların patent stratejilerini inceleyerek onlardan kendilerine uyan stratejileri firmalarında uygulayabilirler.
  7. Her ar-ge personelinin yıllık patent hedefi olmalıdır. Yine şirket içerisinde beyaz yakalı-mavi yakalı ayrımı yapmadan tüm personelin fikirlerini sunabileceği bir öneri sistemi olmalı, bu öneriler çok titizlikle incelenerek, verimliliği artıran, enerji kaybını azaltan, üretim sürecini kısaltan , ürünlerin çeşitli problemlerini çözen vs. ürün geliştirmeye yönelik veya yeni bir ürün üretilmesini öneren öneriler mutlaka ödüllendirilmeli, bunlar içinde patent konusunu oluşturan öneriler varsa özellikle, buluş yapmayı  özendirecek şekilde maddi ve manevi ödüllerle teşvik edilmelidir. Her türlü geliştirme küçümsenmeden incelenmeli, çok küçük geliştirmelerin bile patent veya faydalı model olabileceğini ve rekabet unsuru olarak kullanılabileceği dikkate alınmalıdır.
  8. Ülkemizde patent sayısının artırmak için yapılması gereken en önemli çalışmalardan birisi de mevzuat değişikliğidir. Ülkemizde halen bir patent kanunu mevcut değildir, 1995 yılında çıkartılan 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çok acele bir şekilde yeni şartlara uyularak patent kanunu çıkartılmalıdır. Açılan maddi ve manevi tazminat davalarının bazılarında ise taklitçilerden gerekli tazminatlar alınamamaktadır. Yapılacak yeni kanuni düzenlemelerde; hem cezai yönden hem de maddi ve manevi tazminatlar yönünden yaptırımlar ağırlaştırılmalıdır. Patenti veya faydalı modeli taklit edilen şahıs veya firmalar taklit dolayısıyla uğradıkları zararı daha kolay bir şekilde tazmin edebilmelidir. Örneğin marka cezalarında taklit eden kişiye 2.000.000 TL ye varan para cezaları verilebileceği belirtilmektedir, ancak tazminat davalarındaki ispat zorlukları nedeniyle cezadaki kadar tazminatların alınabilmesi çok zor gözükmektedir. Burada verilen ceza devlete ödenecek bir cezadır, halbuki zarar gören marka sahibidir(veya yeni düzenlemelerde patent sahibi olacaktır), burada ceza davasında verilecek maddi cezaların en az %50’si marka-patent-tasarım sahibine verilecek şekilde bir düzenleme yapılmalıdır.
  9. Ayrıca tazminat davalarında her taklit olayı başına ödenecek en az tutarlar belirli olmalı, üst sınırları tabi ki edinilen fayda veya uğranılan zararın ispatına bağlı olabilir, ancak; alt tazminat sınırı olmazsa ispat yükünün zor olduğu veya özellikle de taklitçinin kayıt dışı çalıştığı durumlarda , yaptığı taklit yanına kar kalabilmektedir. Bu nedenle tazminat davalarında patent sahibine  mutlaka bir bedel ödenmelidir. Patent hukukunda yaptırımlar ne kadar ağır olursa, tescillemiş olduğu patentin taklidi durumunda çok olumlu sonuçlar alan ve taklitçilere uygulanan yaptırımlar nedeniyle zararını tazmin eden bir patent sahibi daha çok patent yapmaya başlayacaktır ve dolayısıyla patentten kazanç sağlayan firma ve şahısların sayısı arttıkça yerli patent sayısında patlama yaşanacaktır. Aynı zamanda yabancı firmalar da ülkemizde patent tesciline daha olumlu bakacaklardır.
  10. Teknokent , Teknopark ve Teknoloji Geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren firmaların mutlaka patent odaklı çalışmaları sağlanmalıdır. Buralarda çalışan ar-ge personelinin mutlaka patent konusunda bilinçli olması sağlanmalıdır. Yıllarca teknoparklarda faaliyet gösterip de 1 adet patenti olmayan firmaların çokluğu dikkat çekmektedir. Teknokent yönetimleri patentle ilgili bilinçlendirme, seminer ve yayınlarla üyelerinin patent odaklı çalışmasını teşvik etmelidir.

 

Türkiye’de bulunan 1.300.000 firma, 2 milyona yakın esnaf, 1 milyona yakın mühendis, 200’e yakın üniversite, 186 ar-ge merkezi, 50’den  fazla Teknopark ve milyonlarca gencimiz yılda sadece 4500 patenti hak etmiyor. Daha fazlasını yapacak güçteyiz. Patent Hedefiniz olsun. Patentle Kazanın.!

 

 

SON ÖNERİ:  Patent sayısının artırabilmemiz için önerileri okuyan herkesin mutlaka 1 tane daha önerisi olacaktır. Lütfen bu önerinizi alicavusoglu@alicavusoglu.av.tr     adresine göndererek bizimle paylaşın bizde kamuoyuyla paylaşalım
Saygılarımla,

Av. Ali ÇAVUŞOĞLU

Marka ve Patent Vekili

alicavusoglu@alicavusoglu.av.tr